Demir ile karbon elementinin birleşmesinden meydana gelen ürün

Günümüzden 2000 yıl kadar önce bir demirci, kor haline getirdiği bir demiri örsü üzerinde dövdükten sonra birden soğumasını temin etmek için yanındaki fıçının içinde duran soğuk suya daldırıvermişti. Kızgın demirin soğuk suya batmasıyla, önce kuvvetli bir cızırtı işitilmiş, sonra da fıçıdan bir duman yükselivermişti. Demirci biraz beklettikten sonra suyun içinden çıkardığı demirin çok daha sert ve o nispette de esnek bir hal aldığını görünce önce buna hayret etmiş, sonra da elde ettiği sonuçtan ötürü benliğini hudutsuz bir sevinç sarıvermişti. Demire ”Su vermek” suretiyle elde edilen sertlik ve esneklik çok geçmeden bütün dünyaya yayılıvermiş, böylelikle bugün adına ”Çelik” dediğimiz madde bir tesadüfen mutlu sonucu olarak ortaya çıkıvermişti. Önceleri bu hiç de zannedildiği kadar kolay yapılamamıştı. Demiri tavında tutmaktan başka, suyun içinde duruş süresini de gayet iyi ayarlamak gerekiyordu. 

Bu yüzden çok kerreler arzulanan sonuç elde edilemiyordu. Bunun içindir ki ”Çelik” ancak kralların veya şövalyelerin zırh, kılıç, miğfer ve kamalarında kullanılabildi. Maliyeti pek yüksek olan bu zırh ve silahları herkesin elde edebilmesine imkan yoktu. 1855 yılında bu yoldaki ilk büyük adımı İngiliz Bessemer attı. Dökümhanesinde kendi buluşu olan bir konuda erimiş ham demiri hava ile soğutarak doğrudan doğruya kızgın bir eşlik lavı elde etti. Bu şüphesiz ki, dev bir adım olmuştu. Bu sayede o zamana kadar iki güne yakın sürede yapılabilen bir iş için sadece yirmi dakikalık bir süre kafi geldi. Böylelikle çelik sanayinde büyük buluşunu sağlayan koni biçimdeki potaya ”Bessemer Konisi” adı verildi. Bessemer, silah imalinde bir yenilik sağlamak amacıyla çalışırken adını tarihe geçiren bu sistemi bulmuştu. Böylelikle çeliği son derece ucuza mal etmek imkanını elde etmiş, top ve tüfek gibi o zamana kadar dökme demirden yapılmakta olan silahları çok ucuz bir maliyetle çelikten imal etmeyi başarmıştı. Bunu Londra’nın mütevazi bir köşesindeki köhne dökümhanesinin de elde ettikten sonra birden büyük bir servete kavuşmuş ve bunun sonucu olarak da Sheffield’de kurduğu büyük bir fabrikada sistemini daha geliştirmek ve genişletmek imkanına sahip olmuştu.

Böylelikle dökme demire yakın bir maliyete düşen çelik bütün endüstriye karışmış ve türlü dallarda aranan ve kullanılan bir meta halini almıştı. Ham demirde bulunan karbon yüzdesini azaltma esasına dayanan Bessemer sistemini biraz daha geliştiren Thomas, 1878 yılında bulduğu yeni bir sistem ile bu sahaya ayrı bir yön vermişti. Thomas, ham demirin terkibinde bulunan fosforu yakmak suretiyle çelik elde etmeyi başarmıştı. Ancak, gerek Bessemer’in ve gerekse Thomas’ın sistemlerinde elde edilen çeliğin kalitesi iyi olduğu halde bileşimindeki kükürt giderilemediğinden sadece ağır ve kaba işlerde kullanılabilmektedir.Bu yolda yapılan çalışmalar sonunda ortaya çıkarılan elektrikli ocaklar en iyi kaliteli çeliğin ortaya çıkmasına ve en ince işlerde daha kolaylıkla kullanılmasına yol açtı. Bugünün dünyasında çelik en önemli bir meta olarak günlük yaşantının çeşitli yönlerinde insanlığa hizmet etmekte ve çeliksiz bir dünya düşünülmemektedir. 

Cevap: Çelik

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts