İngiltere Kraliçesi Anne, ”Harfleri muntazam bir şekilde ve devamlı olarak tab ederek yazı yazan makinenin patentini ve yetkisini imzalayıp bu orijinal buluşun sahibi Henry Mill’e verdiği zaman ihtiyar dünyamız Milattan 1714 yıl sonrasını yaşıyordu. Değil yalnız fermanı imzalayan Kraliçe Anne, bir dokuma tezgahını andıran bu garip makinenin mucidi dahi, icadının kısa bir zamanda alabildiğine gelişip yayılacağını o anda akıllarına bile getirmemişlerdi muhakkak ki. Yazı yazan bir makine icadı fikrini Henry Mill’den sonra pek çok kimseler benimsediler ve bu uğurda hayli emek sarf ettiler ve yorulan zihinlerden birbirinden çok farklı şekillerde makineler ortaya çıkardılar. 1760 yılında bir Avustralyalı, 1780 ‘de bir İsviçreli, 1784 yılında bir Fransız, 1828 yılında da bir İtalyan ortaya yazı yazan yeni yeni tiplerde makineler ortaya çıkardılar. Ancak bunların tümü pratik olmaktan ve işe yaramaktan çok uzaktı.
Nihayet 1830 yılında, boş vakitlerinde garip garip buluşlarla meşgul olan Amerikalı bir çiftçi bu yolda ilk büyük adımı atan kişi oldu. Michiganlı çiftçi ”William Austin” uzun bir kış mevsimi boyunca ahırının bir köşesinde meydana getirdiği o buzhaneyi andıran atölyesinde, Yaptığı ısrarlı çalışma sonunda ortaya ”Typographer” adını verdiği bir yazı makinesi çıkarmayı başardı. William Austin’in yaptığı bu makinede büyük bir çark dönüyor, üzerindeki kabartma harf kalıpları istenilen noktada durdurulup bir kolun yardımıyla şerit halindeki kağıdın üzerine basılıyordu. Austin, tıpkı matbaa makineleri gibi harflerin üzerine mürekkep sürerek bu kağıda baskı işini sağlıyordu. Michiganlı çiftçi William Austin’den üç yıl sonra, Marsilyalı bir Fransız, ortaya ”Ktypographique” adını taşıyan bir yazı makinesi çıkardı. ”Progin” adındaki bu Fransız, yaptığı makinede tab işini, birbirlerine mafsallarla bağlanmış kolların ucundaki harflerle meydana getirmişti. Bugünün daktilo makinelerine en yakın esas bu olmuştu. Ancak bu makinenin mahzuru da yazılış anında kağıda basılan harflerin okunamaması idi. Zira yazı yazılan satır makinenin gözle görülmeyen kısmında kalıyordu.
1870 yılında bu sahnede yine bir Amerikalı göründü. Gazetecilik, politikacılık ve hatta aktörlük gibi üç karpuzu birden bir koltuğunun altına sığdırdığı yetişmiyormuş gibi, biraz da icat kabiliyetine sahip bulunan ”Christtopher Sholes” bu makineyi meydana getirmek için yıllarını harcadıktan sonra bugünkü tuş sistemine yer veren bir yazı makinesini ortaya çıkarmayı başarmıştı. Üstelik Sholes, makinesinde mürekkep yerine kağıdı kullanmıştı. Bu makine Christopher Sholes’in en büyük hobisi oluverdi. Varını yoğunu bu uğurda sarf etti. Beş yüze yakın modelini yaptı bunun. Ancak gel gelelim bu makineyi kullanılacak hale getirebilmek için daha çok denemeye ihtiyacı vardı. Bu sırada basit bir atölyede ailesi efradıyla birlikte çalışarak dikiş makineleri imal etmekte olan ”Philo Remington” adında biri Sholes’in imdadına yetişti ve 1 mart 1873 günü kendisiyle bir mukavele imzaladı. Bu mukavelede Remington, atölyesinin bir bölümünü yazı makinesi imaline ayıracağını ve yılda en az 1000 adet makine imal edeceğine taahhüt ediyordu.
Remington da bu uğurda emek sar etti ve ortaya yeni bir tip yazı makinesi çıktı. Bu, daha ziyade ayaklı bir dikiş makinesini andırmakta ve bir ayak pedalıyla çalışmaktaydı. 1874 yılında piyasaya çıkan ve Remington’un adını taşıyan bu ilk yazı makinesi hiç de büyük bir ilgi görmedi. 125 dolar gibi pek büyük bir fiyat taşımasının da halkın bu makineye yaklaşmamasında önemli rolü vardı. Bu konuda ilk büyük cesareti gösteren, ünlü Amerikan yazarı Mark Twain oldu. Remington’un atölyesine giderek denemesini yaptırdığı bu garip makineden satın aldı. Ünlü yazar, elle yazı yazmaktan nefret ediyordu, zira hiç de okunaklı bir yazısı yoktu ve bu yüzden eserlerinin matbaalarda dizimi ile tashihi başına hayli dert açıyordu. Mark Twain, bu makinenin başında hayli emek sarf ederek ilk eserini hazırladı. Böylelikle tarihte bir daktilo makinesi ile yazılıp basılmak üzere yayınevine verilen ilk kitap müsveddesi Mark Twain’in ünlü eseri ”Tom Sawyer’in Maceraları” oldu. 1876 Philadelphia Sergisi’nde teşhir olunan bu yazı makineleri ziyaretçilerin ilgisini çekmişti. Hele 25 cent karşılığında daktilo ile mektup yazdırmak gibi bir buluşu Remington’a oldukça para kazandırmıştı da.
