Kısmen ya da tamamen belli bir ödemeye veya işleme karşılık tutularak, kullanılması ya da harcanması kısıtlanmış veya yasaklanmış paraya denir. Bir para çeşitli amaçlarla ve belirli ya da belirsiz bir zaman süreci için bloke edilebilir. Bankacılıkta bloke para uygulaması çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Verilen kredinin belirli bir kısmı, kredinin bankaya getirisini arttırmak amacıyla bloke edilir ve krediyi kullanan kişiye verilmez. Bu tür bir bloke işlemi genellikle kredi kullanıldığı sürece kredinin belirli bir oranı olarak yapılır.
Gerek nakdi gerekse kefalet şeklinde verilen bir kredinin teminatı olarak bir para bloke edilebilir. Vadeli mevduat rehni karşılığı kredi böyledir. Burada kredi ged ödenene kadar mevduat üzerine bloke konulur. Aynı şekilde, bir teminat mektubunun nakit karşılığı verilmesinde de bir paranın bloke edilmesi söz konusudur. Gerek icra ve iflas Kanunu, gerekse Vergi hukuku uygulaması açısından bankada mevcut bir para ya da hesap üzerine bloke kaydı konulabilir. Diğer yandan, bankacılık uygulamasında çok sık rastlanılan bloke uygulamalarından biri de şirket kuruluşları ve sermaye artırımı nedeniyle taahhüt edilen nakdi sermayenin 1/4’ünün kuruluş ve artırma işlemi sonuçlanana dek bir Bankaya yatırılmasıdır.
Bloke edilen para, bloke ediliş amacı sonuçlanana ya da blokeyi tesis eden kişi veya kuruluştan ikinci bir talimat gelene dek hiçbir şekilde ödeme, nakil ve transfer konusu olamaz. Örneğin icra ya da vergi dairesinin emri ile bloke edilen para, haciz veya ödeme yapılıncaya ya da anlaşmazlık çözülünceye dek bekletilir. Şirket kuruluş ve sermaye artırımlarında yatırılan para üzerindeki bloke, Ticaret Bakanlığı’nın yazısı ile bir kredi işlemi nedeniyle bloke edilen para üzerindeki bloke kaydı ise kredinin ödenmesi ile kaldırır.