Sabit bir nokta etrafında dönebilen sistem

Ufacık Sirakuze, dört yıllık inatçı bir savunmadan sonra, Milattan önce 212 yılında Romalıların eline geçmişti nihayet. Bu küçük belde, Roma’nın büyük kuvvet ve kudretine tam dört yıl süre ile dayanmasını bilmişti. Bu, Siraküze’nin sahip bulunduğu büyük savunma gücünden ileri gelen bir sonuç değildi. Siraküzeli bir dahi, akıl almaz buluşları ile Roma’nın güçlü donanmasını altüst etmiş ve beldesini savunmayı başarmıştı. Şehri muhasaraya gelen gemiler, kalelerden uzanan dev kıskaçların arasında parçalanıp batırılmış, büyük aynalar aracılığı ile yansıtılan güneş ışınlarıyla tutuşturulup yakılmıştı. Kısacası, bir insanın büyük zekası, dünyanın en kuvvetli ve kudretli ordusuna karşı koymuştu yıllar boyunca. Romalı askerler şehrin sokaklarına girdikleri zaman, kaldırımlar üzerine oturup elindeki sopa ile yere çizdiği şekillerin karşısında düşünmekte olan bembeyaz sakallı bir ihtiyarı görmüşlerdi. Bütün şehir halkı, Romalı muzaffer kumandn Marcellus’un şehre girişini ayakta karşılamaya hazırlanırken bu ihtiyarın hiç istifini bozmadan oturduğunu gören Romalı askerler onun üzerine doğru yürüdüler. Beyaz sakallı ihtiyar, yanına yaklaşanların gürültüsü karşısında başını kaldırıp baktı ve elindeki bastonu heyecanla kendilerine karşı uzatırken sert bir eda ile bağırdı : ”Noli turbare circulos meos! .. ( Lütfen dairelerimi bozmayın ! ) ” 

Aynı anda Romalı askerlerin kılıçları onun üzerine üşüştü ve ak sakallı ihtiyarcık kanlar içinde yuvarlanıp oracıkta can verdi. 74 yaşındaki bu ihtiyar, dört yıl süre ile Romalılara karşı koyan büyük buluşların sahibi ve yalnız o güne dek değil, bugüne kadar da insanlığın tanıdığı en büyük bir bilgin olan Arşimet’ten başkası değildi. Matematik, geometri, astronomi ve mekanik alanlarda yaptığı çalışmalar içinde geçen 74 yıllık ömrü boyunca insanlığa pek büyük hizmetlerde bulunmuştu Arşimet. Kum saatini geliştiren, burguları yapan, büyük gemileri ipler ve makaralar ile karaya çekmenin kolayını bulan o idi. Dairelerin ölçülmesi, ışığın kırılması, küre, silindir ve paraleller ile temel ilkeler hep onun eseriydi. Kaldıraçların esası da onundu : ”Bana bir mesnet (dayanak) gösterin, kaldıraç ile dünyayı kaldırayım !” diyen de o idi. Bugün dünyanın kabul ettiği pek çok buluş ve kanun onun adıyla anılmaktadır.

Siraküze Kralı Hiero, altından bir taç yaptırmıştı. Bunun için tacı yapan kuyumcuya belirli bir ölçüde som altın vermişti. Ancak Kral Hiero, tacı eline aldığı vakit, içinde bir takım şüpheler uyandı. Kuyumcunun tacı som altından yapmayıp içine bazı madenler karıştırmış olmasından şüphelendi. Ancak gel gelelim bunu nasıl tespit edeceğini bilemiyordu Kral Hiero. Aklına gelen ilk çare, Siraküzeli ünlü bilgin Arşimet oldu. Kuyumcunun yaptığı bir hile mevcutsa, bunu Arşimet’ten başkası anlayamazdı. Kendisini derhal saraya çağırttırdı. Kral Hiero’nun söylediklerini dinleyen Büyük bilgin, hakikaten zor bir problem ile karşı karşıya kalmıştı. Bunu nasıl tespit edebileceği düşüncesine daldı. Günler ve günlerce bu işe zihin yordu. Öylesine bir düşünceye dalmıştı ki, geceleri gözüne uyku dahi girmiyordu. Grek dimağ ve gerekse vücut bakımından büyük bir yorgunluğun içindeydi. Biraz olsun dinlenebilmek için hamama gitti. Sıcak su ile dolu küvetin içine uzandı. Kafası hep bu işle meşguldü. Bir ara kolunu da suya daldırdı. Küvetin hizasına kadar dolu bulunan suyun taştığını gördü. Birden zihninde bir şimşek çakıvermişti Arşimet’in. Suların nasıl taştığına tekrar tekrar dikkat etti. Ve heyecan içinde küvetten fırladı ; ” Eureka!.. Eureka!..  (Buldum!.. Buldum!..)” diye bağırarak çıplak bir halde hamamdan fırlayarak koşmaya başladı. 

Büyük Bilgin bu sorunun cevabını bulmuştu hakikaten : ” Sıvıya batırılan bir cisim, kendi ağırlığı kadar su taşırır. Ve sıvıya batırılan her cisim, kapladığı yeri dolduracak suyun ağırlığı kadar kendi ağırlığından kaybeder!..” Arşimet, bu ana tema üzerinden hareket ederek yaptığı incelemeler sonunda şu sonuca ulaştı : ”Bir cismin ağırlığı, yer değiştirdiği sıvınım ağırlığından fazla ise o cisim batar. Ağırlığı yer değiştirdiği sıvının ağırlığından hafif ise suyun üzerinde kalır. Ağırlığı yer değiştirdiği sıvının ağırlığına eşit ise suyun içinde kalır.. ” Arşimet önce saf altının taşırdığı suyun ne kadar olduğunu su dolu özel bir kapta ölçtü. Sonra Kral Hiero’nun tacını suya batırıp onun  ne kadar su taşırdığını inceledi. İkisinin arasında taşan suyun  farklı bulunduğunu görünce kararını verdi. Kuyumcu tacın içine başka madenler de katmıştı. Kral Hiero bunu öğrenip düşüncesinden kurtulurken kuyumcusunu da cezalandırmıştı. Fakat insanlık böylece çok daha önemli esaslar elde etmiş ve bu sayede ilim, yeni yeni buluşlara yol açacak ana prensiplere sahip olmuştu. 

Cevap: Kaldıraç 

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts