İnsanların besinleri, besin değerlerini kaybetmeden saklamak için geliştirdikleri bir yöntem

Yiyeceklerin bozulmadan saklanabilmesi nice ve nice yüzyıllar boyu insanların en önemli problemlerinden biriydi. Bu yolda sonu gelmeyen bir araştırma ve deneme devresinden sonra ortaya çıkardığı ilk sistem, ocağın içine asılan et veya balığın dumanda kurutulması olmuştu. Bugün ”Füme” adını verdiğimiz ve bazı balıklar ile başta dil olmak üzere bir takım etlerde el’an kullanmakta olduğumuz bu usul, yüzyıllar boyu insanoğluna yiyecek maddelerini saklamak konusunda en büyük yardımcı olacaktı. Daha sonra tuzun da bozulmayı geciktirici bir özelliğe sahip bulunduğunu fark etmişti insanoğlu ve bunun sonucunda da gıda maddelerinin tuzlanması sisteminin tatbikatına geçildi. Ancak bu tuzlama genellikle balıklarda olumlu sonuç veriyordu. 1400 yılında Hollandalı balıkçı Wilhelm Beukelz, bu tuzlama sistemini daha geliştirerek bugün ”salamura” adını verdiğimiz usulü ortaya çıkardı. Bu salamura sistemi ile yalnız balıklar değil, sebze de muhafaza edilebiliyordu. Türk’ün bugün dünyada ün yapan pastırması da, yiyecek maddelerinin bozulmasını önleyecek çarelerin araştırılması sonucu ortaya çıkmıştı. İyice tuzlanmış olan et, üzerini saran acı biber, sarımsak ve maydanozgiller familyasından çemen tohumu ile karıştırılan bir bulamaç içinde uzun süre saklanabiliyordu. Acı biber, sarımsak, çemen karışığı madde, eti iyice pişirip daha fazla kurutmakla kalmıyor, aynı zamanda hava ile temasını da önlüyordu. Bu acısı bol maddenin bakterileri barındırmaması da bozulmayı önleyen bir diğer noktaydı pastırmada.

Pastırmanın tarihi Orta Asya’ya, Hun ve Oğuz Türkleri’ne uzanmaktadır. Savaşçı ve cihangir Hun ve Oğuz Türkleri, savaşmaya giderken bu tuzlanmış-biberlenmiş etleri yanlarında taşırlar ve uzun yollarla savaşlar boyunca kesip kesip yemek suretiyle açlıklarını giderirlerdi. Selçuk Türkleri tarafından Anadolu’ya getirilen pastırma, burada yerleşmiş ve Türkler’in en belli başlı bir gıdası olmuştu. Ancak dumanda, kurutmada, tuzlamada, salamurada ihtiyaca tam olarak cevap vermekten uzak kalıyordu. İnsanlar daha çeşitli yiyecekleri daha uzun süreler muhafaza etmenin çabası içinde ardı arkası kesilmez bir düşünme ve çalışmanın içinde yüzyıllar geçirdi. Nihayet 19. yüzyılın başlarında Nicolas Appert adında bir Fransız bu problemi çözmeyi başardı. Louis Pasteur’ün buluşu olan pastörize sistemden faydalanan Appert, pastörizasyon sonucu bakterilerden arındırılmış gıda maddelerini temiz teneke kutulara koyduktan sonra içinin havasını da alıp sıkı sıkıya kapatmak suretiyle ortaya bir Konserve sistemi çıkardı. Bu sistemin ortaya çıkışından sonra gıdaların muhafazası bakımından büyük bir rahatlığa kavuşuldu ve bugün kolaylığı sağlayan bir endüstri olarak günden güne yayılıp gelişmektedir. 

Cevap: Konserve

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts