Doktor W.H. Caroters, Amerika Birleşik Devletlerinin Delaware Eyaletindeki Dupont de Nemours ve Ortakları müessesesinin o dev laboratuvarında uzun bir süreden beri üzerinde durduğu çalışmalarına devam ediyordu. ”Heksametilenediamin” maddesi ile ”Apidikasit” maddesini birleştirmiş ve bu işlemden elde ettiği ”Heksametilen-Diamonyum-adipat”ı büyük otoklav da ısıtmaya tabi tutmuştu. Isıtma ameliyesi sırasında birleşen küçük moleküller dev bir molekül meydana getirmişlerdi. Gayet ince bir delikten adeta püskürerek dışarı çıkan tuz havaya temas ettiği anda kuruyor ve iplik halini alıyordu. Emsalinden çok kuvvetli olduğu kadar da, pamuk ve yün iplikleriyle kıyaslanamayacak kadar ucuza mal olan bu iplik sayesinde dokumacılıkta bir ihtilalin meydana geleceğini farketmişti. Dr. Caroters, ayrıca bu madde kalıplar halinde dondurulduğunda eritildiği zaman istenen kalıba da rahatça dökülebilecek bir evsaf taşımaktaydı. O zamana kadar Amerika’daki fabrikalar ne imal etseler, Japonlar aynı malı çok daha ucuza yapıp piyasaya sürmekte ve dünya ekonomisinde önüne geçilmez dampingler yaratmaktaydılar. Dr. Caroters, ortaya çıkardığı bu madde sayesinde her şeyin en ucuzunu yapıp piyasaya sürebileceklerine kanaat getirmişti. Bunu başarmış olmanın sevinci ve keyfi içinde yerinden kalkarken, ”Şimdi ne yapacaksınız bakalım açıkgöz Japonlar?” diye söylendi.
Ve ortaya koyduğu bu harika maddeye ve o anda söylediği bu cümledeki kelimelerin ilk harflerinden kurulu bir isim verdi ”Nylon”. Böylece 1935 yılında 20. yüzyılın en büyük buluşlarından biri olan Nylon, Amerika’nın Delaware Eyaletindeki Du Pont müessesesinin laboratuvarında dünyaya gelmiş oluyordu. Doktor W.H. Caroters, üç yıllık bir çalışmadan sonra bu nylon (naylon) maddesini ilk kez diş fırçalarında tatbik etti. Diş fırçalarının naylondan yapılan kılları eski fırçaların kıllarından çok daha sağlam olduğu gibi asla kir tutmaması bakımından da büyük bir fevkaladelik arzediyordu. Ancak ne var ki, o sıralarda İkinci Dünya Savaşının başlaması naylonun bütün dünyaya hızla yayılmasına engelledi. Dünyanın bu harika maddesinden faydalanabilmesi için bir süre beklemek gerekti. Buna rağmen yine ”Du Pont” müessesesinin patenti altında, naylon ipliğinden imal edilen kadın çorapları 1940 yılında Amerika’da piyasaya çıktığı anda yer yerinden oynadı. O tarihe kadar ipek ipliğinden imal edilmekte olan kadın çoraplarında korkunç bir damping meydana gelivermişti. Zira naylon ipliğinden yapılan erkek çorapları, gömlekler, elbiselik kumaşlar ve çamaşırlar izleyerek bu harika maddeden yapılan eşyalar bütün dünya piyasasını kaplayıverdi. Naylon piyasada olanca haşmetiyle hüküm sürmekteyken yine aynı firma aynı esaslar içinde yapılan çalışmalar sonunda ”Orlon” adı verilen bir diğer iplik türünü ortaya çıkardı. Sıcağa ve kimyasal etkilere naylondan çok daha dayanıklı olan Orlonun boyanması biraz zordu sadece ve naylon gibi ince dokumaya müsait değildi. Bu nedenle ortaya çıkarılan bu yeni madde de yünün yerini alıverdi trikotaj sanayinde.