İngiltere kabinesinde Posta nazırlığı yapmakta olan Sir Rowland Hill, 1837 yılının Ocak ayında dünya postacılığın da ihtilal yapacak bir teklif ortaya attığı zaman İngiliz kamuoyu adeta birbirine girmişti. Sir Rowland Hill’in posta konusunda bir takım orijinal teklifleri daha vardı. Mesela posta ücretinin gönderici tarafından ödenmesini istiyordu. Halbuki o güne kadar ücret, mektubu alan kişi tarafından ödenirdi. Sonra bütün mesafeler için aynı ücretin ödenmesini ve posta ücretlerinin her keseye uygun bir ölçüye düşürülmesini istiyordu. Ancak bunların hiçbiri, sonuncu teklifi kadar yankı uyandırmamıştı. Sir Rowland Hill, mektubu gönderenin, belirli bir ücret karşılığında alacağı renkli kağıt parçasını zarfın üzerine yapıştırmasını istiyordu. Böylelikle mektuplar, bu ufak kağıt parçacıkları ile ücretleri peşin ödenmek suretiyle yollanmış olacaktı. İşte bu sonuncu teklif bütün İngiltereyi birbirine katmıştı. O kadar ki en ciddi gazeteler bile ”bu kağıt parçaları, mektupları kirletmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır” diye yaylım ateşe geçmişlerdi. Bu fikir pek çok kimse tarafından ”pek saçma bulunmasına rağmen, İngiltere parlamentosunun görevlendirdiği komisyon Sir Rowlanda Hill’in haklı bularak teklifini onayladı. Ve derhal üzeri resimli ve renkli olan bu minik kağıt parçalarının basımı işine geçildi.
6 Mayıs 1840’da dünyanın ilk posta pulları İngiltere’de tedavüle çıkarıldı. Kenarları dümdüz kesilmiş bulunan bu minik kağıt parçacıklarının üzerinde Kraliçe Victorya’nın profil bir resmi bulunmakta idi. Dünyanın ilk posta pulları olması bakımından bugün eşsiz bir değer taşıyan bu pullar iki değerden ibaretti. Siyah renkli basılanlar 1 Penny, mavi renkli olarak basılanlar ise 2 Pence değer taşımaktaydı. Postacılık tarihinde büyük bir ihtilal meydana getiren bu buluş pek kısa bir zamanda zarfında bütün dünyaca benimseniverdi. Posta ücretinin alıcı tarafından değil de gönderici tarafından peşinen ödenmiş olması büyük bir kolaylık sağlamaktaydı. Ayrıca bu minik kağıt parçacıkları mektupları kirletmek şöyle dursun bilakis süslemişti. Bütün dünya Sir Rowland Hill’in bu buluşunu izledi. Önce İsviçre, çok geçmeden de Brezilya bu sistemi kabul eden ülkeler oldular. Dünyada ilk posta pulunun tedavüle çıkışından tam 23 yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu da bu sisteme ayak uydurdu. Darphane-i Amire’de Sikkezenbaşı Abdülfettah ve Ensercioğlu Agop ustaların fevkalade bir maharet ile bastıkları ilk Türk pulları 1863 yılında tedavüle çıkarıldı.
Üzerinde devrin Padişahı Sultan Abdülaziz’in tuğrası bulunan ve tuğranın altında bir hilal içinde ”Devlet-i Osmaniye” ibaresini taşıyan ve alt tarafında süslü bir motifin ortasında değerini gösteren rakam bulunan bu pullar taşbasması (lithografi) sistemiyle ve siyah-beyaz olarak basılmış, sonradan boyaya batırılmış süngerlerle boyanmıştı. Bu ilk Türk pullarının kenarları da düz kesili bulunuyordu. (Türk postalarının 100’ncü yıl dönümü için 1963 de çıkarılan pulların üzerinde bu ilk Türk pullarının resmi bulunmaktadır. ) Dünyanın ilk posta pullarının çıkışının üzerinden bir yıl geçmeden pul koleksiyonculuğu da doğuvermişti. Ve bu merak da tıpkı posta pulu gibi büyük bir hızla bütün dünyaya yayıldı ve milyonlarca insanı sarıverdi. İlk yirmi yılın sonunda İngiltere’de 150 bin, Almanya’da 125 bin, Fransa’da 60 bin ve İtalya’da 70 bin kişinin posta pulu koleksiyonu ile meşgul oldukları bilinmektedir. Pul koleksiyonculuğu bugün artık bir sanat, hatta pek çok kimseler için de bir meslek halini almış bulunmaktadır. Bütün dünyayı kaplayan filatelist kulüplerinin yanı sıra eski pulların yıllar geçtikçe değerlenmesi karşısında ellerindeki pulları satıp servete kavuşanların sayısı da pek çoktur. Posta pulu koleksiyonculuğu insanların en büyük hobilerinden biri olmuştur şüphesiz ki.