İnsanların diğer canlılara karşı savunma veya saldırı amacıyla kullandığı her türlü araç

Silah, insanın dünya yüzünde görüldüğü andan beri en vazgeçemediği bir ihtiyaç olmuştur. Tıpkı hava gibi, su gibi ve yemek gibi silahsız da edememiştir. İlk önce eline geçirdiği iri bir taş veya kalın bir sopayı vahşi hayvanlara karşı koymak için kullanış, sonra ilk silahı yapmıştır. Önce yonttuğu ve sivrilttiği bir taşı sopanın ucuna bağlayarak mızrak haline getirmiş, sonra da dünyamız maden devrine girdiği zaman bunu madenden yapmıştı. Mızrağı, ok ve yay izlemişti. Önceleri yalnız vahşi hayvanlara karşı kullanılan bu ilk silahlar, insanlar toplu halde yaşamaya başlayıp kabileler ve milletler meydana geldikten sonra birbirlerini öldürme yolunda kullanılan bir savaş vasıtası olmuştu. Dünyamızda çağlar ilerledikçe bu silahlar da büyük bir gelişme göstermiş ve insanların en büyük güveni olmuştur. Günümüzden 3000 yıl kadar önce Çinliler, karabarutu ilk kez buldukları zaman bunu doğrudan doğruya bir savaş vasıtası olarak kabul etmişlerdi. Türkler ise, barutu savaş alanlarında kullanan ilk kavim olarak tanındılar. Özellikle Cengiz Han’ın geniş istila hareketleri sırasında barut Asya’dan Avrupa’ya doğru bir yayılma gösterdi. Her ne kadar bazı kaynaklar barutun 15. yüzyılda yaşamış Berthold Schwaz adında bir Alman rahibi tarafından güherçile, kömür ve kükürtü karıştırmak suretiyle ilk kez elde ettiğini yazarlarsa da, bu bir rivayet olmaktan uzağa gidememiş ve ele geçirilen tarihi belgeler Cengiz Han’ın ordusunun karabarutu kullandığını göstermiştir. 

Barutun havanlar içine konulduktan sonra ateşlemek suretiyle patlatılması sırasında büyük taş gülleleri fırlattığı XIII. yüzyılda Araplar tarafından bulunmuş ve bu dünyanın ilk ateşli silahı olmuştur. Gıyaseddin Keykubat’ın Antalyayı fethi sırasında Selçuk Türklerinin ilk topları kullandıkları bilinmektedir. Bugünkü modern toplara en yakın toplar ise 1389 yılında yine Türkler tarafından Kosova Savaşında da kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in planlarını bizzat yaptığı ve Bizans’ın muhasarası sırasında kullandığı toplar ise tarihin tanıdığı ilk dev cüsseli toplar olmuştu. 600 kiloluk taş gülleleri 1500 metre uzaklığa kadar fırlatıp atan bu topun gülleleri düştüğü yerde iki metre derinliğinde bir çukur açmaktaydı. Elde taşınabilecek büyüklükteki ve bugün tüfek adını verdiğimiz silahların ceddi bulunan ilk ateşli silahlar ise, XV. yüzyılda Haçlı Orduları tarafından kullanılmıştır. Haçlı Ordularının kullandığı mancınık adı verilen ve bir manivelayı andıran araçlarla atılan ateş verilmiş zift ve katran fıçıları dünyanın ilk ateşli silahları olmuştur denilebilir. Bu zift dolu yanar fıçılar Türkler tarafından ”Rum ateşi” adıyla tanınmaktadır. Kale kapıları kırmak için kullanılan ucunda kalan bir topuz bulunan kütükten ibaret ”Koçbaşı” ile kale duvarlarının kenarlarına kadar yaklaştırılan ”Kerkeç” denen yürüyen kuleler de Haçlıların kullandıkları silahlar arasındadır. 

Günümüzde savaş silahları yedi ana bölümde toplanmaktadır. Bunlar yakın mesafelerde göğüs göğüse çarpışmalar sırasında kullanılan kılıç, mızrak ve kasatura gibi ”Kesici ve dürtücü silahlar”dan başlamak üzere top ve tüfekleri çerçevesi içine alan ”Ateşli silahlar”, zehirli gazları, sis ve yangın bombalarının teşkil ettiği ”Kimyasal silahlar”, düşmanın savaş gücü kaynaklarını tahripte kullanılan ve çeşitli mikropları ihtiva eden ”Kozmik” ve ”Atomik” silahlardır. 

Cevap: Silah

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts