Yağmur ve güneşten korunmak amacıyla kullanılan aksesuar

Yazın yakıcı güneşinden ve kışın yağmurundan, karından korunma ihtiyacı insanların üzerinde hayli eski bir geçmişe dayanır. Bu yüzden insanlar tarih boyunca kendilerini bu etkilerden koruyacak bir takım usuller bulmuşlardı. İlk Türk hakanları bunu büyük bir önem verdikleri çadırları ile karşılamaya çalışmışlardı. Otağlar eski Türklerin nazarında pek kutsal bir değer taşırdı ve ilk Türk hakanları arasında altından yapılmış küçük çadır putlarına tapanlara bile rastlanmıştı. Daha sonraları çadır biçimleri küçültülmüş ve hakanların başları üzerine gerilen parçalardan ibaret kalmıştı. Çadırdan şemsiyeye geçiş de eski Türk boylarında başlamış, oradan da Çin’e atlamıştı. Firavunlar devrinde Mısır’da da görülen şemsiyenin buraya Çin ve Ortaasya Türklerinden geldiği zannedilmektedir. Mısırlı sanatçıların taş ve papirüs üzerine yaptıkları resimlerde, firavunların başları üzerine tutulan şemsiyelere de rastlanmaktadır. Küçük birer çadırı andıran bu şemsiyeler daha sonraki yüzyıllarda Avrupalıların elinde çok minyatür bir hale getirildi. Avrupalılar bu kadarla da yetinmeyerek açılır kapanır şemsiyeleri yapmakta gecikmediler. 

Bugünküleri andıran tipteki bu şemsiyeler, III. Mustafa’nın saltanat yılları sırasında Avrupa’dan Osmanlı İmparatorluğuna dahil oldu. Ancak bu rengarenk kumaşlardan yapılma şemsiyeler daha ziyade hanımların iltifatına mazhar olmuş ve kadının en bariz bir süsü halini almıştı. Özellikle I. Abdülhamid’in saltanat yıllarında şemsiye şık Osmanlı hanımlarının ferace ve yaşmaklarını tamamlayan bir aksesuar olmuştu. Sultan I. Abdülhamid, bu rengarenk şemsiyelerini açarak mesire yerlerinde dolaşan ve Küçüksu ile Göksu derelerinde seyrana çıkan hanımların sayısının günden güne artmakta olduğunu görünce, ”Bazı kibar haremleri, keferei efrenç avratları gibi kayıklarda şemsiye tutuyolar. Doğrusu gereği diyanet değildir.” diyerek bu hale mani olmaya dahi kalkmıştı. Ancak, Sultan Birinci Abdülhamid’in kadınların şemsiye kullanmaları ile alakalı bu yasağının ömrü pek uzun sürmedi. Önce yağmurlu havalarda yağıştan korunmak için hanımların şemsiyelerini kullanmalarına izin çıktı, sonra fazla güneşli havalara da uygulandı. Böylelikle yıllarca sandıkların derinliklerinde saklanmaya mahkum edilen şemsiyeler tekrar ortaya çıkmış oldu. 

Cevap: Şemsiye

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts