Havada tutunarak yükselebilen, ilerleyebilen motorlu bir hava taşıtı

Yunan mitolojisi, İkarus ile Dadalus adlarındaki iki yaman cengaverin, bal mumundan yaptıkları kanatlarla uçtuklarını, ancak bal mumunun güneşin etkisiyle erimesi sonucu yere düşüp parçalandıklarını yazar. Aynı şekilde Çin mitolojisinde de, İmparator Hun’un esir düştükten sonra hapsedildiği kaleden kuş kanatlarına takıp uçarak nasıl kurtulduğunu anlatır. Bunlar belki mitolojik birer hikayedir, fakat günümüzden yaklaşık olarak 2400 yıl önce Yunanlı Arkitas’ın kanat takarak uçuş denemesi yaptığı tarihin kabul ettiği bir gerçektir. Aynı şekilde, Hezarfen Ahmet Çelebi adındaki bir maceraperestin İstanbul’daki Galata Kulesinden kanat takıp atlayarak Üsküdar’da ki Doğancılar meydanına indiği, Padişah Dördüncü Murat’ın önce bu başarısından ötürü mükafatlandırdığı Hezarfen Ahmet Çelebi’yi sonradan tehlikeli bir kimse olduğu gerekçesiyle Cezayir’e sürdüğü canlı bir örnektir. İnsanoğlu gökyüzünde kuşlar gibi uçmak arzusunu tarihin her devrinde bütün heyecanı ile yaşamıştı. Ünlü bilgin Leonardo da Vinci, kuşların uçuş ve kanat anatomisini uzun uzun inceledikten sonra bugünkü planörleri andıran bir şekil ortaya çıkarmıştı, bu arada bir ehram şeklindeki ilk paraşütün de desenini çizmişti. 

Ancak bu iki buluş da, sadece kağıt üzerinde kalmıştı. Leonardo da Vinci’nin yaptığı kanatlı araçla uçan öğrencisi Francesco, daha doğru dürüst havalanmadan düşerek ayağını kırınca ünlü bilgin bu teşebbüsünden vazgeçmişti (1505). İnsanoğlunun bu yoldaki olanca çabası bir sonuç vermekten uzak kalmış, nihayet Mongolfier Kardeşler 1793 yılında balonu bulduktan sonra bu yoldaki en önemli adım atılabilmişti. Böylelikle insanoğlu, ilk kez güven içinde gökyüzüne çıkabilmek imkanına sahip olmuştu. Bir Alman mühendis olan Otto Lilienthal, bu konudaki uzun çalışmalardan sonra ilk planörün esaslarını ortaya çıkarmayı başaran kişi olmuştu. Kuşların kanat anatomisini ve uçuş şekilleri üzerinde uzun yıllar süren araştırmalar yapan Alman mühendisi, 1889 yılında ”Uçmak sanatının esasını teşkil eden kuş uçuşu” adı altında bir eser yazarak bu yoldaki çalışmalarını etraflı şekilde ortaya koymuştu. Bu çalışmaların mahsulü olan uçuş aletini de kendi eliyle ortaya çıkaran Otto Lilienthal, 1891 yılında, dev bir kuşu andıran ilk planörü ile 15 metre kadar yükselmeyi başarmıştı. Zamanla bunu yerden 350 metre yüksekliğe varan uçuşa kadar çıkartan Otto Lilienthal, yine bir uçuş sırasında düşerek feci şekilde parçalanıp ölmüştü (1896). 

Otto Lilienthal’in bu feci ölümünden sonra Amerikalı Octave Chanute, uçurtmayı esas alarak yaptığı  dev uçurtma ile uçuş denemeleri de iyi bir sonuç vermedi. Nihayet 17 aralık 1903 günü insanlık tarihinde yeni bir çığırın açılmasına sebep olan büyük aşama yapıldı. Amerikalı Wilbur ve Orville Wright kardeşler ortak çalışmaları sonucu meydana getirdikleri planörü andıran kanatlı araca, yine kendilerinin eseri olan bir motor monte ettiler ve büyük bir gizlilik içinde yaptıkları bu harika aracı 17 aralık 1903 günü çok kalabalık bir meraklı topluluğunun hayret ve hayranlık dolu bakışları arasında havalandırdılar. Vakıa bu uçuş sadece 12 saniye sürmüş ve bu sürenin içinde Wright Kardeşler 40 metre uzunluğunda bir yol alabilmişlerdi amma yinede başarı büyüktü ve bu kadarcık bir süre dahi insanlık tarihinde yeni bir çığırın açılmasına yetmişti. 

Wright Kardeşler, aynı gün yaptıkları ikinci ve üçüncü uçuşlarda ise biraz daha inkişaf kaydetmişler, nihayet o gün dördüncü ve sonuncu uçuşunda havada 59 saniye kalarak tam 300 metrelik bir yol katetmişlerdi. Böylelikle Amerika’nın Kitty Hawk şehrinin banliyösündeki boş bir arazi, insanlığın en önemli bir anına şahit olmuş ve Wilbur Wright ile Orville Wright’in isimleri insanlık tarihine altın harflerle yazılmıştı. İkisi de Makine Mühendisi olan Wright Kardeşlerin bu başarısı, insanların havacılık üzerindeki ümitlerini kuvvetlendirdiği gibi çalışmalarını da hızlandırdı. Aradan altı yıl geçtikten sonra Fransız Bleriot, tek satıhlı ve gayet kullanışlı olan ilk modern uçağı imal etti. Bleriot, 25 Haziran 1909 günü bu uçakla Manş Denizini aşmayı başardı. Calas ile Dover arasındaki 35 kilometrelik mesafeyi kendi kullandığı uçağı ile 27 dakikada geçmeyi başardı. İlk uçağı yapan Wright Kardeşlerden Wilbur, 1912 yılında yakalandığı tifo hastalığından kurtulamayarak hayata gözlerini yumdu. 

Cevap: Uçak

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts