Copal Günümüzde, dünyanın her yerinde ağaçlar kendilerini korumak için hala reçine salgılamaya devam ediyorlar. Reçinenin yeraltında sertleşerek ambere dönüşmesi milyonlarca yıl alır ve genelde eski amberlar daha serttir. Oluşumları bir kaç yüz seneden 10 milyon hatta kimilerine göre 20 milyon yıla kadar süren yani nispeten genç sayılabilecek, sertleşmesini ve polimerizasyonunu tamamlamamış amberlere “copal” adı verilmektedir. Copal, dış görünüm olarak ambere çok benzer hatta çoğunlukla aynı görünüme sahiptir. Ancak, fiziksel olarak bazı farklılıkları vardır. Amber olma sürecini tamamlayamayan copal 150 santigrat derecenin altında erir, reçine gibi yapışkanlaşır ve tipik reçine kokusu yayar. Amber kadar sert değildir, tırnakla copalde iz bırakabilirsiniz.
Copalin dış yüzeyi genelde güzel cila tutmaz ve kısa sürede (1-2 yıl) oksitlenerek matlaşır. Saydam, yarı saydam, opak olabilir, klasik amber renklerinde ve yaygın olarak konyak renginde bulunur. Ambere göre daha kırılgan olup Kolombiya, Madagaskar, ve Doğu Afrikada zengin fosil kapanımları bulundurduğu gibi, Yeni Zelanda “Kauri Gum” copal yataklarında olduğu gibi neredeyse hiç fosil bulundurmayabilir. Yeni Zelanda daki Kauri copali, Kauri pine (Agathis australis) adı verilen, boyu 40-50 metreye ulaşan ve 1000 yıldan fazla ömürlü olabilen ağaçların reçinesinden oluşur. Bu bölge copali de ambere çok benzer ve yerin 100 metre derinliklerinden çıkarılır. Reçineden, copale dönüşümde yaş (yıl) tek ölçü değildir. Çünkü burada bir çok dış faktör devreye girmektedir. Örneğin, Güney Amerika, Kolombiya nın Santander bölgesinde, büyük copal yatakları vardır ve bu copal 1000 yıldan gençtir. Yeni Zelanda daki Kauri deki reçine, 10.000 yıldan yaşlıdır. Ancak bu yatak copal olarak yeterli dönüşüme, olgunluğa ulaşamamıştır. Buna karşılık Santander in genç reçinesi copal karakterlidir.
Yapılan araştırmalar dünyanın çeşitli yerlerindeki copal yataklarının çok büyük çoğunluğunun 65 bin yıldan daha yaşlı olmadığını, hatta bir çoğunun 1000 yıldan daha genç olduğunu göstermiştir. Copal de amber gibi fluoresans özelliği gösterebilir. Ultraviolet ışığı altında copal beyaz renkte ışıldar. Copalin oluşum süreci çok eski olmadığı için, içinde bulundurduğu inklüzyon fosillerde halen dünyamızda yaşamını sürdüren canlıların fosilleridir. Copal üretilen ülkeleri şöyle sıralayabiliriz. Kolombiya, Borneo, Madagaskar, Kongo, Kenya, Tanzanya, Zanzibar, Asya – Damar, Avustralya – Viktorya, Baltık, Doğu Hindistan, Endonezya, İsrail, Japonya, Malezya, Filipinler, Brezilya, Sierra-Leone, Sumatra. Sentetik ürünler bulununcaya kadar, copal yüzyıllarca vernik ve cilanın ana hammaddesi olarak kullanılmıştır. Hala da bu alanda yoğun olarak değerlendirilmektedir. Copal sözcüğü ispanyolca kökenli (copalli) olup tütsü anlamındadır. 62