Gösterge bilimi

Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin sistematik bir şekilde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semioloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir. Semiyotik eski Yunancada işaret anlamına gelen Modern Yunanca: semeîon kelimesinden gelir. Semiyotik bugünkü anlamda ilk defa John Locke tarafından “İngilizce: Essays Concerning Human Understanding”, (1690) başlıklı eserde kullanılmıştır. Modern semiyotik başlıca iki kaynağa dayanır. Bunlardan birincisi Ferdinand de Saussure’nin 1916’da yayımlanan Genel Dil Bilimi Dersleri, ikincisi ise Charles Sanders Peirce’nin yazılarıdır. En çok tanınan temsilcileri Roland Barthes, Umberto Eco, Mihail Bahtin’dir. Roland Barthes, Charles Sanders Peirce gibi isimler bu konuda yetkin yazarlar olarak anılabilinirler. En çok mimari, sanat ve iletişim alanlarında kullanılan gösterge bilimi, psikanalizin dayanak noktalarından biridir. Göstergeler, kod çözme sürecinde, çözümlemeci tarafından belli bir mantık dizgesinde çözülür. 

İnsanların birbirleriyle anlaşmak için kullandıkları doğal diller, davranışlar, görüntüler, trafik işaretleri, bir şehrin mahalli düzenlenişi, bir müzik eseri, bir resim, bir tiyatro gösterisi, bir film, reklam afişleri, moda, sağır-dilsiz alfabesi, edebi eserler, çeşitli bilim dilleri, tutkuların düzeni, bir ülkedeki ulaşım yollarının yapısı, kısacası bildirim amacı taşısın taşımasın her anlamlı bütün çeşitli birimlerden oluşan bir sistemdir. Gerçekleşme düzlemleri değişik olan bu sistemlerin birimleri de genelde, gösterge olarak adlandırılır. Yine çok genel itibarıyla belirtecek olursak, anlamlı bütünleri, bir başka deyişle gösterge sistemlerini betimlemek, göstergelerin birbirleriyle kurdukları bağıntıları saptamak, anlamların eklemleniş şekillerini bulmak, göstergeleri ve gösterge sistemlerini sınıflandırmak, dolayısıyla, insanla insan, insanla doğa arasındaki etkileşimi açıklamak, bu amaçla da bilgikuramsal, yöntembilimsel ve betimsel açıdan tümü kapsayıcı, tutarlı ve sade bir kuram oluşturmak, gösterge biliminin alanına girer. 

Cevap: Semiyotik

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts