Akılda tutma, zihin

Zihin ya da bilinç; düşüncenin, algılamanın, belleğin, duygunun, isteğin ve düşlemenin bazı birleşimlerinde görünür olan bilincin ve zekanın kolektif görünüşlerini kapsar. Zihin bilinç akışı olarak tanımlanabilir. İnsan beyninin bilinçli süreçlerin tümünü içerir. Ayrıca bu sözcük kesin içeriklerde hayvanların bilinçli veya insanların bilinçaltı düşüncelerinin çalışmasını içermek için kullanılır. “Zihin” mantığın düşünce süreçlerine özellikle değinmek için sıklıkla kullanılır. Zihnin ne olduğu ve nasıl çalıştığı ile ilgili; Plato, Aristo, Adi Shankara, Siddhārtha Gautama, Antik Yunan ve Hint felsefecilere tarihlendirilen birçok teori vardır. Ön bilim teorileri teoloji, ruh ve zihin arasındaki beraberliğe yoğunlaşmış kişisinin tanrının verdiği veya ilahi öz varlığına kök salmıştır. Modern teoriler, zihni, beynin bilimsel anlamı üzerine kurulmuş, psikoloji’nin bir olgusu ve az çok bilinç ile eş anlamlı olarak sıklıkla kullanılan bir terim olarak görür. 

Aynı zamanda insan öz niteliklerinin zihni hazırlamasının sorunu fazlaca tartışılır. Bazıları sadece yüksek entelektüel işlevlerin zihni meydana getirdiğini iddia eder: bilhassa mantık (reason) ve bellek. Bu görüşte, doğada duygular (sevgi, nefret, korku, sevinç) ilkel veya özneldir ve aklın kökeninden veya doğasından ayrı olarak görülmelidir. Diğerleri insan kişisinin benzer doğada ve kökende olan duygusal ve rasyonel taraflarının birbirinden ayrılamayacağını iddia eder ve tümü bireysel zihnin bir parçası olarak görülmesini savunur. Zihnin popüler kullanımı çoğunlukla düşünüş ile eşanlamlıdır: ‘kafamızın içinde yürüttüğümüz’ kendimiz ile özel konuşmalardır. Bunun için biz bir şey hakkında “Zihni takar”ız, “Zihin yorar”ız veya “(Bir şeyi)Zihnimize yerleştirir”iz. Bu duyuda zihnin anahtar öz niteliklerinden biri sahibinden başka hiç kimsenin erişemediği bir özel alan olmasıdır. Hiç kimse bizim zihnimizi okuyamaz ve sadece ilettiklerimizi bilirler.  

Cevap: Hatır

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts