Işığın %100’e kadar büyük kısmını düzgün bir şekilde yansıtan cilalı yüzeylere ayna adı verilmektedir. Günümüzde cam levhaların bir tarafı ince bir gümüş tabakası ile sırlanma yoluyla elde edilmektedir. Bazı zamanlarda gümüş yerine alüminyum, altın veya platin kullanarak da uygulanır. Alüminyum içeren aynalar dalga boyutu 0,4 mikrondan bile küçük olan morötesi ışınları yansıtabilmektedir. Aynalar evlerde, ofislerde, restoranlarda, balo salonlarında kısacası her türlü mekânda dekoratif amaçlı olarak kullanılmaktadır. Işığın %100 yansıması neticesinde görüntü veren aynalar, kendi alanında çeşitli süreçlerden geçerek günümüze ulaşmıştır. Önceleri metal bir yüzeyin parlatılması yoluyla elde edilen ayna, sonraları cam levhaların kaplanması ile elde edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ise gümüş takviyesi kullanılarak üretimi yapılmaktadır. Aynaların kendi içerisinde üç çeşidi vardır. Bunlar; küresel, düz ve parabolik olarak ayrılmaktadır. Görüntü verme açıları ve durumları, üretimleri birbirinden farklıdır. Özellikle parabolik aynalar pek çok alanda kullanılmıştır. Bunların en önemlilerinden ilki Newton’un teleskopla görüntülemesidir. İkincisi ise günümüzde, Dünya Olimpiyatlarında, olimpiyat meşalesinin yakılması amacıyla kullanılmasıdır. Meşale, güneş ışınları ile büyük parabolik aynalar sayesinde yakılmaktadır. Aynaların çeşitleri, özellikleri ve üretim yöntemlerine göre fiyatları da çeşitlilik göstermektedir.
17.yüzyıla gelene kadar yüzeyi oldukça iyi parlatılmış düz metal levhalar kullanılmaktaydı. Sonraları, bir tarafı çok ince metal katmanlarıyla kapatılmış cam levhalar kullanılmaya başlanmıştır. Bu metal kaplamalara sır adı verilmektedir. Sır, aynanın ışığı yansıtmasını sağlamaktadır. Milattan önceki tarihlerde Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar bronz el aynaları kullanmışlardır. Daha değerli olan aynalar bu zamanlarda gümüşten yapılmaktadır. Çok eski tarihlerde metalle kaplanmış cam aynaların bulunduğuna dair kayıtlar tespit edilmiştir ama bu yöntem bu tarihlerde çok yaygın değildir. Günümüze geldiğimizde; üç yüzyıl öncesinde Venedik Cumhuriyeti, cam eşya ve ayna üretiminin bilgisine sahip tek ülkeydi. Venedikliler, bildikleri bu bilgileri büyük bir özenle saklamaktaydı. Tüm bilgiler, Fransızların dört ustayı kaçırması sonucunda öğrenilmiş ve gizemli olmaktan çıkmıştır. Venedikliler levhanın bir tarafını cıva ile kalay yapma yöntemi ile ayna üretiyorlardı. Bu yöntem 19.yüzyıla gelindiğinde yerini daha yeni bir uygulamaya bırakmıştır. Alman Liebig, camın üstüne çözeltiyle birlikte gümüş kaplama uygulamasını keşfetmiştir. Bu yöntem günümüzde kullanılanaynaların üretiminde de uygulanmıştır. Gümüşün çizilmesini önlemek içinse bakır sülfat maddeleri ile kaplanmış ve boyanmıştır.