Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak…
Devamını okuKategori: Psikoloji
İrade yitimi
Karar verme, dikkat, istekli kımıldama vb. zihin veya beden etkinliğine ilişkin işleri yapamamaktan doğan sinir yorgunluğunda görülen bir belirti, irade kaybı, abuli, istenç yitimi. Cevap: Abuli Diğer Sorular ve Cevaplar
Devamını okuTembellik
Tembellik (ya da üşengeçlik), faaliyet yeteneğine sahip olunmasına rağmen efor sarf etmede isteksizlik. Tembellik bir alışkanlıktan öte ruh sağlığı sorunudur. Benlik saygısı olmaması, onaylanma eksikliği, disiplin eksikliği, özgüven eksikliği, etkinlik veya aktivite eksikliği, inanç ve ilgi eksikliği gibi durumlardan kaynaklanır, bu durumlar ana sebeplerinden bazıları olarak kabul edilmektedir. Kararsız olmak ve oyalanmak gibi davranışlar tembelliğin belirtilerindendir. Motivasyon odaklı çalışmalar ve aşırı bakliyat tüketimi, ödül ve zevk algısından sorumlu bir nörotransmitter olan dopamin hormonu salınımını arttırır, motivasyon dağıtıcı dürtülerin kaynaklarından birinin tembellik olduğu öne sürülmektedir. Daha fazla dopamin salınması, heyecan arayışı…
Devamını okuHırsızlık hastalığı
Kleptomani kelimesi köken olarak Yunanca hırsız anlamına gelen Kleptes kökünden gelmektedir. “Gerçekte gerek duyulmayan maddeleri çalma dürtüsü” olarak tanımlanan kleptomani kelimesi Türkçeye “Çalma Deliliği” olarak çevrilebilir. Nadir gözlenen kleptomani, hasta tarafından genellikle gizli tutulan, ancak yasal sorunlar yaşandıktan sonra psikiyatrik yardım aranmaya başlanan bir rahatsızlıktır. 1816 yılında ilk defa tanımlanarak literatüre giren bu hastalık, 1838 senesinde şu anki kullanılan ismini almıştır. Tipik hırsızlarının aksine, çalma hastaları kişisel kazanç elde etmek, cesaretlerini sınamak, intikam almak, dikkat çekmek veya isyankar olmak için çalmazlar. Aksine, çalma dürtüleri o kadar kuvvetlidir ki, bu duruma…
Devamını okuDescartes felsefesini benimsemiş kimse
Kartezyen felsefesi Descartes felsefesi olarak da bilinir. Descartes, 15. yüzyılla çoğalmaya başlayan ve 17. yüzyılda hız kazanan bilimle din arasında anlaşılır bir bağ kurmanın yolunu denemiştir. Descartes, felsefesini metodik şüphe olarak bilinen yöntemle kurmuştur. Descartes, bilgide şüphe duyulamayacak bir temel arar. Metodik şüphesini bu açıdan kendi bilgilerinin üzerinde dener. Descartes, bildiği ve duyumsadığı her şeyden kuşku duyabileceğini ancak son noktada kuşkudan ve kuşku duymakta olan kendinden kuşku duyamayacağını belirtir. Felsefenin ünlü sözlerinden biri olan “Düşünüyorum, o hâlde varım.” yargısına ulaşır. Bu yargı, insanın akıl yoluyla kesin bilgilere ulaşabileceğini ve bu…
Devamını okuGizemsel
Mistik hem olaylar hem de şahıslar için kullanılabilen bir kelimedir. Gizemci ya da gizemli anlamına gelen mistik kelimesi, insanlar için kullanıldığında bu kişinin bazı özellikleri taşıması gerekmektedir. Bir kişiye mistik diyebilmek onun; sezgilerine önem vermesi, aydınlanmaya odaklanmış olması ve kesin yargılarının olmaması ile mümkün olabilmektedir. Cevap: Gizemci-Mistik Diğer Sorular ve Cevaplar
Devamını okuİlkel benlik
Ruhsal aygıtımızın en eski ve en ilkel parçası olduğu kabul edilmektedir. İçgüdülerimizi ve doğuştan varolan her şeyimizi içermektedir. İşlemleme biçimi tamamen gerçeklik ve mantıkla uyuşumsuzdur. Yani bilinçdışı kuralları (kuralsızlık) işlemektedir. Bu durumda buradaki duygu ve düşünceler zaman, yer, dış dünyaya uyum kavramı tanımazlar. Asıl olan dürtülerin tatmine ulaşmasıdır (haz ilkesi). İd bu dürtülerinin tatmin edilmesinde (boşaltılması) egoyu kullanmaktadır, egoya baskı yapmaktadır. Cevap: İd Diğer Sorular ve Cevaplar
Devamını okuPsikolojide hipnoz durumu
Hipnoz, Yunanca uyumak anlamına gelmektedir. Fakat hipnoz tam anlamı ile uyku hali değil, uyku ile uyanıklık arasında olup, telkin almayı kolaylaştıran bir ruh halidir. Bilinçli olarak yapılan bir hipnoz sırasında, birey terapistin söylediği her şeyi duyar ve kendi düşüncelerinin de farkındadır. Hipnoz halinden çıktıktan sonrada her şeyi hatırlar. Hipnoz zihnin doğal durumudur. Bilinçli zihnin bir nevi devre dışı bırakılmasını sağlamak, bilinçaltına telkinler yerleştirmektir. Kişi hipnoz esnasında gerçeklerin farkında olmasına rağmen zihinsel ve fiziksel olarak rahatlar. Adeta rüya görüyormuş gibi hisseder. Bir yandan gerçeğin içinde diğer yandan gerçeklerin dışında gibidir. Geçmişte…
Devamını okuPsikolojide sapaklık
Hastalık ölçüsünde olmamakla birlikte, doğal olandan, olağandan belirgin bir biçimde sapma gösterme durumu. Cevap: Anomali Diğer Sorular ve Cevaplar
Devamını okuPsikolojide cinsel iç güdünün belirtilerini gösteren yaşama gücünün bütünü
Libido, Sigmund Freud tarafından ortaya atılan, insanoğlunun ana sorun kaynağı olarak görünen, bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşleyen terimdir. Türkçede insana yaşama gücünü veren enerji olarak kullanılır. Freud her ne kadar diğer uzmanların insana yaşama gücünü veren enerji demesine rağmen libidonun zararlı olduğunu kanıtlamıştır. Libido düşürücü de buradan icat olmuştur. Daha teknik olarak tanımıyla Carl Jung tarafından bulunmuştur. Genel olarak libido, özgür yaratım ya da psişik olarak bireysel gelişimi ileri iten enerjidir. Freud’a göre libido içgüdüsel enerjidir. Uygarlaşma davranışının uzlaşımlaşması ile çatışma halindedir. Toplumsal konforun getirdiği libidoyu kontrol etme ihtiyacı olarak…
Devamını oku