Çeşitli tahıl unundan yapılmış hamurun pişirilmesiyle hazırlanan yiyecek

İnsanoğlu binlerce yıldan beri bildiği ve yediği ekmeğe tarihin her çağında en kutsal değeri vermiş ve bunu Tanrının kendisine bağışladığı en büyük lütuf saymıştır. Çok tanrılı devirlerde dahi ekmek bu kutsal değerini muhafaza etmişti. Eski Yunanistan’da Atinalı kadınlar ”Ekinler Tanrıçası” olarak bildikleri ”Ceres”e kendi elleriyle öğüttükleri tahıl unlarını ve bu unlara yaptıkları ekmekleri hediye ederlerdi. Hintliler ise bol ekin vermesi için Yağmur Tanrısı ”Çaus”a çanaklar dolusu çavdar çorbası adarlar ve tarlada arabaların açtıkları izlere çavdar taneleri dökerlerdi. Bugün de ekmek, dünyadaki bütün dinlerde aynı kutsal değeri ve önemi taşımaktadır. Çok eski çağlardan beri ana besin maddesi sayılan buğdayın yeryüzündeki tarihi kesinlikle bilinmemektedir. Ancak, insanoğlunun bu bitkiyi tanıyıp cevherini keşfetmesi ve bundan nimetlerin en büyüğü olan ekmeği elde etmesi 6-7 bin yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. İsviçre de, Zürih yakınındaki bir gölde yapılan kazılar sırasında Cilalıtaş devrine ait bazı kalıntıların arasında buğday tanelerine de rastlanması, insanoğlunun o devirlerde de buğdayı tanıdığını ve kullandığını göstermektedir. 

Taş devri insanları hiç şüphe yok ki, ekmek yapmasını bilmiyorlardı fakat tahıl tanelerinin lezzetinin tatmışlardı. Bu taneleri pek kuvvetli bir ihtimalle çiğ olarak veya kızgın taşlar üzerinde kavurup yemekteydiler. Sonraları bu tanecikleri haşlayıp yemeyi denedi, bunda da ayrı bir lezzet buldu. Haşlamadan sonra buğday taneciklerini suda pişirme usulü ortaya çıktı. Taneler pişirildikten sonra suyu iyice süzülüp kurutuluyordu. Tarihte ekmeğin ilk kez ne zaman çıktığı da bugün kesinlikle bilinmemektedir. Ancak, Babilliler ile Mısırlılar’ın milattan 4000 yıl önce hamura maya katıp ekmek yaptıkları, bugüne dek elde edilebilen kalıntılardan öğrenilmektedir. 

Cevap: Ekmek

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts